ÖLüRSEN HEM KAHRAMAN OLURSUN HEM DE PARA KAZANıRSıN

Barajın yıkılmasında 'suçlu kim?' diye mi düşünüyorsunuz? En başta savaş! Savaşı çıkaranlar

Savaş 3 gün mü sürecekti? 3 hafta mı? 3 ay mı?

En fazla birkaç kişi mi ölecekti? Ya da 5-10 kişi? Bilemedin 50-100?

Kaç gündür sürüyor savaş? Ve kaç kişi öldü?

Bugün savaşın 471. günü! Yani her şey aşağı yukarı 15,5 ay önce başladı.

Ölenlerin ve yaralıların sayısını bilmiyoruz.

Açıklamıyorlar. Ya da yalan söylüyorlar.

Savaşta ilk ölenlerden biri gerçektir çünkü. Ve savaşın büyümesi için mutlaka yalan propagandası gereklidir.

Ölen Rusların sayısı için 50-60 bin diyen de var, 200 binden fazla diyen de (bir Ukrayna sitesi dün 213 bin 770 diye yazıyordu).

Ukraynalıların kaybı muhtemelen bundan daha fazla.

Kısacası, iki tarafın toplam insan kaybı 100 binden az değil. Belki de birkaç yüz bin!

Yaralıların sayısının ölü sayısından tahminen 3 kat fazla olabileceği iddia ediliyor.

Bu korkunç sayıların içinde Ukraynalı siviller de var. Çocuklar, kadınlar, yaşlılar…

Ve milyonlarca insan (bazı öngörülere göre Ukrayna’nın beşte biri veya dörtte biri) doğduğu yeri terk etti, ülke içinde veya yurt dışında bir yerlere sığındı.

Kelimelerin yansıtamayacağı bir trajedi bu!

Avrupa’da İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana yaşanmamış bir facia!  

***

En son çok ciddi bir ekolojik felaket başladı: Ukrayna’nın güneyindeki Herson Bölgesi’nde, Rusların denetimindeki alanda 6 Haziran’da dev bir baraj patladı ve ilk haberlere göre su baskını tehlikesi 80 civarında yerleşim yerini riske soktu.

Herkes Kahovka Hidroelektrik Enerji Santrali’ni kimin patlattığını merak ediyor. Ukraynalı ve Batılı kaynaklar “sorumlu kesinlikle Rusya” diyorlar; Rusya da tam tersini söylüyor. Her iki taraf da kendine göre mantıklı gerekçeler ileri sürüyor. Santralin bakımsızlıktan ya da savaşın etkisiyle kendiliğinden yıkılmış olması da ihtimal dahilinde.

Benim daha çok ilgimi çeken, “kim yaptı?” sorusu değil, “kimler ölüyor?” sorusu. Bazı kaynaklar dün “şimdilik 13 ölü tespit edildiğini” yazdı. Bazıları ise “yüzlerce” diyerek kötümser öngörülerden birini dile getirdi.

Santrali yıkan kim olursa olsun, şu bir gerçek: Bölgedeki kurtarma çalışmalarında durum vahim. Birçok insan evlerinin ikinci katının da su baskınına uğramasından dolayı çatılara çıkıp beklemeye başladı. Aç ve susuz çok sayıda insan olduğu haberleri geldi.

Ekolojik trajedinin en olumsuz sonuçlarından biri, Kırım dâhil çok geniş bir bölgede uzun sürecek bir su sıkıntısının başlıyor olması. Bu arada yukarıda savaşın insanlara verdiği zararları anlattım ama doğadan ve bu arada hayvanlardan bahsetmedim.

15,5 aydır süren bombalamalar sırasında sayısız hayvan öldü ve yaralandı. Hiçbir suç işlememiş, siyasi görüşleri ve hatta etnik kökeni bile olmayan zavallı hayvanlar!

Kahovka Santrali’nin patlamasının ardından suların altında kalarak can verenler arasında çok sayıda hayvan da vardı. Baraja yakın bir hayvanat bahçesini su basınca 300’e yakın havyan öldü. Birçok bölgede evlerin çatısına çıkan ve çıkarılan hayvanlar da az değildi.

***

Rusya yönetiminin halkı (ve seçmenleri) fazla rahatsız etmemek için yeni bir seferberlik ilan etmekten kaçındığı biliniyor. Onun yerine paralı askerlik seçeneği yaygınlaşıyor.

Doğrusu teklif edilen miktar hiç fena değil. İzlediğim bir reklamda (evet, böyle reklamlar yayımlanıyor!) gönüllü olarak Rusya Ordusu’na katılacaklara yönelik aylık ücret vaadi, 200 bin rubleyi geçiyordu, yani 2500 dolara yaklaşıyordu. (Rusya’da 1 Ocak 2023’ten bu yana asgari ücret 16 bin 242 ruble, yani yaklaşık 200 dolar.)

Bazı durumlarda (özellikle de komutanlık edebileceklere) bunun epeyce üzerine çıktığı da oluyor. Ayrıca gönüllülere yönelik, çeşitli vergilerden muaf tutulma ve başka sosyal ayrıcalıklar da unutulmuyor.

Ukrayna topraklarına gidip orada öldürülmeleri halinde her birinin ailesine verilecek tazminat ise 10 milyon rubleden (122 bin dolar) başlıyor.

Rusya’nın birçok bölgesinde (Moskova, Petersburg gibi kentler dışında) gençler “hayatım boyunca çalışsam eve bu kadar para getiremem” diye düşünüyor. Özellikle de ölmeleri halinde geride kalacak aileleri için.

Rus Ortodoks Kilisesi savaşta ölenleri kutsama kararı aldı. Kremlin, ordu ve kilise, ölüme koşan askerleri şimdiden “kahraman” ilan etti.

Düşünün, savaşırsanız hem kahraman oluyorsunuz hem de fena para kazanmıyorsunuz. Ölürseniz kahramanlığınız muhtemelen devlet madalyalarıyla da taçlandırılabilir. Üstelik tazminat da devasa boyutta.

Ne demeli, ölüm hem kutsal hem de kârlı!

***

Bu arada siz hâlâ Kahovka’da “suçlu kim?” diye mi düşünüyorsunuz?

En başta savaş! Savaşı çıkaranlar…

Bu iş böyledir; ilk silahı çektikten, ilk bombayı patlattıktan sonra, seninle ilgisiz gibi görünen trajedilerin altına bile sen imza atmış olursun.

Hakan Aksay kimdir?

Hakan Aksay, 1981'de 20 yaşında bir TKP üyesi olarak Sovyetler Birliği'ne gitti. Leningrad Devlet Üniversitesi Gazetecilik Fakültesi'ni bitirdi. Brejnev, Andropov, Çernenko ve Gorbaçov iktidarları döneminde 6 yıllık kıymetli bir SSCB deneyimi kazandı.

Doğu Almanya'da 1,5 yılı aşkın gazetecilik yaptıktan sonra TKP'den ayrılarak Türkiye'ye döndü. Bir yıl kadar sonra bağımsız bir gazeteci olarak Moskova'ya gitti ve 20 yıl boyunca (Yeltsin ve Putin dönemlerinde) çeşitli gazete ve TV'lerde muhabirlik ve köşe yazarlığı yaptı.

Bu dönemde Türk-Rus ilişkileriyle ilgili çok sayıda proje gerçekleştirdi. Moskova'da '3 Haziran Nâzım Hikmet'i Anma' etkinliklerini başlattı ve 10 yıl boyunca organize etti. Dergi ve internet yayınları yaptı. Rus-Türk Araştırmaları Merkezi'nin kurucu başkanı oldu.

2009'da döndüğü Türkiye'de 11 yılı T24'te olmak üzere çeşitli medya kurumlarında çalıştı; Tele1 ve Artı TV kanallarında programlar hazırlayıp sundu; Gazete Duvar'ın Genel Yayın Yönetmenliğini yaptı. Gazeteciliğin yanı sıra İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde Rusya-Ukrayna danışmanı olarak çalışıyor. Türkiye'nin önde gelen Rusya ve eski Sovyet coğrafyası uzmanlarından olan ve "Puşkin madalyası" bulunan Hakan Aksay'ın Türkçe ve Rusça dört kitabı yayımlandı.

  ]]>

2023-06-09T21:10:30Z dg43tfdfdgfd